Dünya artık hemen hep bir ağızdan yeşil dönüşümün önemini ve yaklaşan iklim felaketi ile mücadele etme gerekliliğini konuşuyor. Toplumların bu ajandaya bağlı kalarak sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde kalkınması, büyümesi ise belirlenen hedefler arasında en üst sıralarında yer almakta.
Sürdürülebilir kalkınma, insan toplumlarının uzun vadeli yaşayabilirliğini sağlamak için ekonomik, sosyal ve çevresel hedefleri dengelemeyi amaçlayan bir kavramdır. Hava, su ve toprak gibi doğal kaynakların sınırlı olduğu ve gelecek nesiller için sürekli kullanılabilirliğini sağlamak için sorumlu bir şekilde yönetilmesi gerektiği fikrine dayanmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma, çevreye zarar vermeden veya doğal kaynakları tüketmeden ekonomik büyümenin sağlanmasını gerektirir. Başka bir deyişle, bugünün ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılamakla ilgilidir. Sürdürülebilir kalkınma, güvenli ve adil bir küresel gelecek sağlamak için teknoloji, demografi, ekonomi ve diğer faktörlerdeki değişiklikleri hesaba katan devam eden bir süreçtir – gelecek nesiller için sağlıklı ve huzurlu bir toplum sağlamayı hedefler, dolayısıyla hem insanlar hem de çevre üzerine düşünmeyi gerektirir.
Günümüzde temiz enerji, her gelişmekte olan ülke gibi Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında da hayati bir rol oynamaktadır ve bu rolün kapsamını genişletmek için önemli adımlar atılmaya devam etmektedir.
Türkiye’nin Kalkınmasında Sürdürülebilirliğin Rolü
Türkiye’nin ekonomisini geliştirmeye devam ederken, enerji kaynaklarının hem güvenli hem de güvenilir olmasını sağlaması hem sürece önemli bir ivme katacak hem de gerçekleşecek kalkınmanın sürdürülebilir ve etkili olmasını sağlayacaktır. Örneğin, temiz enerji kullanımı, Türkiye’nin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltmasına, enerji güvenliğini artırmasına ve hava kalitesini iyileştirmesine yardımcı olabilir; rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları, Türkiye’ye daha uygun maliyetli bir elektrik üretimi sağlayabilir.
Bu tip avantajları hayata geçirebilmek için Türkiye, halihazırda güneş, rüzgar ve jeotermal de dahil olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına önemli yatırımlar yapmıştır. Şu anda, ülke 7 GW rüzgar enerjisi, 5 GW güneş enerjisi ve 0,8 GW jeotermal kurulu güce sahiptir. Bu oran, ülkenin toplam elektrik üretim kapasitesinin %10’undan fazlasını temsil etmektedir – bu oran, her geçen sene artmaktadır.
Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmanın yanı sıra enerji verimliliği inisiyatifleri de uygulamaktadır. Bu girişimler, binaları ve diğer altyapıyı daha verimli hale getirerek ulusal enerji talebini azaltmayı amaçlamaktadır. Bu durum ülke ekonomisine güç sağlamak için gereken enerji miktarının azaltılmasına yardımcı olmakta ve aynı zamanda hava kalitesini iyileştirecek ve karbon emisyonlarını azaltmaktadır.
Türkiye, aynı zamanda, yenilenebilir enerji kaynaklarının mevcut elektrik şebekesine entegrasyonunu kolaylaştırabilecek akıllı şebekeler geliştirmek için de çalışmaktadır. Akıllı şebekeler, elektrik üretimi ve dağıtımının güvenilirliğini ve verimliliğini arttırmaya yardımcı olabilir, böylece temiz enerjinin en çok ihtiyaç duyulduğunda kullanılabilmesini sağlar.
Görülebileceği üzere temiz enerji, genel olarak Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında önemli bir role sahiptir. Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak, enerji verimliliği inisiyatiflerini uygulayarak ve akıllı şebekeler geliştirerek, ekonomisinin çevre için de daha iyi olan güvenilir ve emniyetli enerji kaynaklarıyla desteklenmesini sağlayabilir – bu sayede temiz enerji, Türkiye’nin daha sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmasına yardımcı olabilir.